1 Mayıs için ısrarı anlaşılmayacak bir şekilde Taksim'de gösteri düzenlemek isteyen bir DİSK ordusu vardı.
İstanbul Diktatörü Gülerian (M.Ö.2007) da bu orduyu ve isyancıları Taksim'e sokmamak için satranç ustalarını bile şaşırtacak stratejiler oluşturmuş ve bundan kimseyi haberdar etmemişti.
...ve iki ordu 1 Mayıs 2007 günü İstanbul için karşı karşıya geldi.
bütün yolları tek şeride indirmiş ve toplu taşıma araçlarının Taksim'e girişini durdurmuştu.
Disk ve göstericilerden oluşan ordu ile durumdan haberdar edilmeyen, işine gitmek isteyen, halk Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi Köprüsü'nde trafiğin durdurulması sonucu saatlerce mahsur kalınca şehre giriş yolu olarak vapur ve deniz otobüslerinin olduğu Bostancı, Üsküdar ve Kadıköy'deki iskelelerine yönelmişlerdi.
Ancak büyük bir strateji ustalığı gösteren Gülerian ,deniz otobüsü ve vapur seferleri de geçici olarak iptal ettirmişti. Bunun iskeleye varan işgalci güçlerinin moralini bozacağına inanıyordu.
Gerçektende müthiş bir öngürüyle Anadolu yakasından şehre girişi engellemişti. Ancak Avrupa'dan yola çıkan işgalci güçler olduğu da diktatörün kulağına gelen bilgiler arasındaydı.
İstanbul diktatörü Anadolu'dan şehre giriş yapmak isteyen işgalci orduya geçit vermezken Avrupa yakasından gelecek ek kuvvetleri de unutamazdı. Onlar içinde metro seferlerini iptal ettirerek bütün Avrupa yakası ulaşımını durdurmuş gözden kaçabilecek olanlar içinse Taksim'e giden otobüs seferlerinin yapılmaması için fetva çıkarmıştı.
Ancak işgalci güçleri yok etmek için uğraşırken kendi halkını da rezil eden Diktatör "Omlet yapmak için birkaç yumurta kırılır" diye kendini avuturken basın adı verilen ve halkı durumdan haberdar etmeyi kendine görev edinmiş "isyankar"ların olayları naklen yayınladığından haberdar edilmişti.
Ve Diktatör Gülerian,bu rezalete çözüm olarak en etkili - akılcı yolu buldu ve olayın köküne inmeye karar verdi.
Taksim'de canlı yayın yapan televizyonların naklen yayın araçlarının üzerlerindeki çanak antenleri açtırmayarak canlı yayını kestirdi.
Bu olayı değerlendiren yayın kuruluşlarının isyancı yöneticileri ise, "Böyle bir sansur girişimi diktatörlük rejimlerinde bile görülmemiştir. Yaşanan olaylar karşısında tam anlamıyla şok olduk. İnsanların haber alma özgürlükleri kısıtlandı" diyerek diktatörün savaş stratejisi karşısında düştükleri aciz durumu dile getiriyorlardı.
Gülerian şehre girişleri durdurmuş olsa da kanalizasyon hattından gelen lağımcıları ve ara sokaklardan atlarıyla şehre girmeyi başaran süvarilerin olacağını da önceden tahmin etmiş ve 17 bin kişilik ordusu şehrin önemli noktalarına yerleştirmişti.
Lağımdan çıkıp yağmaya kalkaşan küçük gruplar anında saldırıya uğrayarak yok edildiler. Atlarıyla şehre girenlere mancılıkla gaz bombaları ayrıca basınçlı kaynar suyla müdahale edildi. Canlı ele geçenlerde esir pazarında köle olarak satılmak üzere götürüldüler.
Bu sırada çok sayıda vatandaş yaralandı ve yanlışlıkla esir alınarak esir pazarlarına gönderildi.
Sonuç olarak 1 Mayıs İstanbul Muharebesi Vali'nin halkı ve eylemcileri şehre sokmamasıyla ve karşı ordunun büyük bir hezimete uğratılmasıyla sona erdirilip, ele geçen ganimet şehri yönetenler arasında adil olarak paylaştırıldı.