1 Mayıs 2007 Salı

1 Mayıs İstanbul Muharebesi-İstanbul Diktatörü Gülerian


1 Mayıs için ısrarı anlaşılmayacak bir şekilde Taksim'de gösteri düzenlemek isteyen bir DİSK ordusu vardı.


İstanbul Diktatörü Gülerian (M.Ö.2007) da bu orduyu ve isyancıları Taksim'e sokmamak için satranç ustalarını bile şaşırtacak stratejiler oluşturmuş ve bundan kimseyi haberdar etmemişti.
...ve iki ordu 1 Mayıs 2007 günü İstanbul için karşı karşıya geldi.

1 Mayıs sabahı işgalci DİSK ordusu İstanbul 'un kapılarına dayanmıştı. Bu durumu "Aman halkım paniklemesin " mantığıyla halkına çaktırmayan diktatör Disk ordusunun geçeceği
bütün yolları tek şeride indirmiş ve toplu taşıma araçlarının Taksim'e girişini durdurmuştu.
Disk ve göstericilerden oluşan ordu ile durumdan haberdar edilmeyen, işine gitmek isteyen, halk Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi Köprüsü'nde trafiğin durdurulması sonucu saatlerce mahsur kalınca şehre giriş yolu olarak vapur ve deniz otobüslerinin olduğu Bostancı, Üsküdar ve Kadıköy'deki iskelelerine yönelmişlerdi.

Ancak büyük bir strateji ustalığı gösteren Gülerian ,deniz otobüsü ve vapur seferleri de geçici olarak iptal ettirmişti. Bunun iskeleye varan işgalci güçlerinin moralini bozacağına inanıyordu.
Gerçektende müthiş bir öngürüyle Anadolu yakasından şehre girişi engellemişti. Ancak Avrupa'dan yola çıkan işgalci güçler olduğu da diktatörün kulağına gelen bilgiler arasındaydı.

İstanbul diktatörü Anadolu'dan şehre giriş yapmak isteyen işgalci orduya geçit vermezken Avrupa yakasından gelecek ek kuvvetleri de unutamazdı. Onlar içinde metro seferlerini iptal ettirerek bütün Avrupa yakası ulaşımını durdurmuş gözden kaçabilecek olanlar içinse Taksim'e giden otobüs seferlerinin yapılmaması için fetva çıkarmıştı.
Ancak işgalci güçleri yok etmek için uğraşırken kendi halkını da rezil eden Diktatör "Omlet yapmak için birkaç yumurta kırılır" diye kendini avuturken basın adı verilen ve halkı durumdan haberdar etmeyi kendine görev edinmiş "isyankar"ların olayları naklen yayınladığından haberdar edilmişti.

Ve Diktatör Gülerian,bu rezalete çözüm olarak en etkili - akılcı yolu buldu ve olayın köküne inmeye karar verdi.
Taksim'de canlı yayın yapan televizyonların naklen yayın araçlarının üzerlerindeki çanak antenleri açtırmayarak canlı yayını kestirdi.

Bu olayı değerlendiren yayın kuruluşlarının isyancı yöneticileri ise, "Böyle bir sansur girişimi diktatörlük rejimlerinde bile görülmemiştir. Yaşanan olaylar karşısında tam anlamıyla şok olduk. İnsanların haber alma özgürlükleri kısıtlandı" diyerek diktatörün savaş stratejisi karşısında düştükleri aciz durumu dile getiriyorlardı.
Gülerian şehre girişleri durdurmuş olsa da kanalizasyon hattından gelen lağımcıları ve ara sokaklardan atlarıyla şehre girmeyi başaran süvarilerin olacağını da önceden tahmin etmiş ve 17 bin kişilik ordusu şehrin önemli noktalarına yerleştirmişti.
Lağımdan çıkıp yağmaya kalkaşan küçük gruplar anında saldırıya uğrayarak yok edildiler. Atlarıyla şehre girenlere mancılıkla gaz bombaları ayrıca basınçlı kaynar suyla müdahale edildi. Canlı ele geçenlerde esir pazarında köle olarak satılmak üzere götürüldüler.
Bu sırada çok sayıda vatandaş yaralandı ve yanlışlıkla esir alınarak esir pazarlarına gönderildi.
Sonuç olarak 1 Mayıs İstanbul Muharebesi Vali'nin halkı ve eylemcileri şehre sokmamasıyla ve karşı ordunun büyük bir hezimete uğratılmasıyla sona erdirilip, ele geçen ganimet şehri yönetenler arasında adil olarak paylaştırıldı.

30 Nisan 2007 Pazartesi

ABDullah Gül ile POWEL'ın Gizli Anlaşması

Bu anlaşmayı yaptığını reddedemeyen adamdan Cumhur'a başkan olur mu?


Tarih: 24 Mayıs 2003Yer: Dışişleri Bakanlığı Balgat-AnkaraTayyip Erdoğan´ın Çankaya adayı Abdullah Gül Vatan Gazetesi´nden Sedat Sertoğlu´na röportaj veriyor.



Abdullah Gül, bir ay önce ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell´la yaptığı görüşmeyi Sertoğlu´na anlatıyor: "Ben bu gezileri yapmadan önce, şimdi senin oturduğun koltukta (tam burada Gül, "Eliyle koltuğa vuruyor") ABD Dışişleri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla 2 sayfalık 9 maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben her yaptığımı kalkıp açıklayamam ki. Powell Suriye´ye giderken de benimle konuştu. Gizli olan bir sürü gelişme var."


Abdullah Gül, 17 Temmuz 2003 günü Filistin Dışişleri Bakanı Nebil Şaat´la görüşürken ABD ziyaretini açıklamaya çalıştı. Gül orada da Powell´la yaptığı gizli mutabakatın ayrıntılarını şu sözlerle aktardı: "Tezkerenin reddinden sonra Powell´ın Türkiye´ye yaptığı ziyarette, bölgede yapılması gerekenleri beraber kararlaştırdık".



İŞTE GÜL´ÜN POWEL´LA İMZALADIĞI GİZLİ MUTABAKATIN MADDELERİ


TÜRKİYE KUZEY IRAK´TAN ÇEKİLECEK

1. Irak´ın kuzeyinde bulunan bütün Türk birlikleri ve Türk Ordusu´na bağlı özel kuvvetler, dört ay içinde aşamalı olarak Türkiye sınırları içine çekilecek.


SINIR HAREKÂTINA SON

2. Türk Ordusu bundan böyle hangi gerekçeyle olursa olsun, sınır ötesi harekâtta bulunmayacak. PKK/KADEK´in Türkiye egemenlik alanı dışında takip ve bastırılması harekâtlarına son verilecek.


PKK´YA ASKERİ HAREKAT İÇİN ABD´DEN İZİN

3. PKK/KADEK´E karşı Türkiye devletinin egemenlik alanı içinde yapılacak askerî harekâtlar için, ABD askerî makamlarına haber ve bilgi verilecek, izin alınacak.


TÜRKİYE´YE AMBARGO VE ASKERİ YAPTIRIM TEHDİTİ

4. Eğer Türk Silahlı Kuvvetleri, PKK/KADEK´e karşı ABD askerî makamlarına bilgi vermeden ve izin almadan harekât yapacak olursa, ABD hükümeti, Kürt halkına karşı şiddet kullanıldığı ve soykırım uygulandığı çerçevesi içinde uyarıda bulunma hakkını kullanabilecek. Bu durumda ABD gerekli gördüğü ambargo ve silahlı müdahale gibi siyasal ve askerî yaptırımları saklı tutacak.


ABD´NİN İRAN VE ORTADOĞU HAREKATINA AKTİF DESTEK VE KATILIM

5. Türkiye, ABD´nin İran´a ve diğer Ortadoğu ülkelerine karşı uygulayacağı sınırlı askerî harekâtlara, ABD´nin talep etmesi halinde şartsız olarak üs ve taşıma kolaylıkları sağlayacak, askerî birlik verecek. Türk birliklerinin üst komuta yetkisi, ABD komutanlığında olacak.


TÜRK ORDUSU´NUN ASKER VE SİLAH GÜCÜNDE İNDİRİM

6. Türk Ordusu´nun asker sayısı ve silah kuvveti, ABD´nin uygun bulduğu sayı ve kabiliyete indirilecek, özellikle tank ve ağır silahların miktarı düşürülecek, savaş uçağı sayısı sınırlanacak, bütün silah ve cephane bundan sonra ağırlıklı olarak kısa menzilli taktik savunma kavramına [belgede konsept deniyor] göre ayarlanacak, Türkiye´de bulunan ABD ve NATO irtibat subaylarının görev alanları ve yetkileri genişletilecektir.


KUZEY IRAK´TAKİ KUKLA DEVLETİ TÜRKİYE RESMEN TANINACAK

7. Irak´ın kuzeyinde kurulmuş olan ve sözümona "Kürdistan" adı verilen Kukla Devlet, resmen ilan edildikten sonra, Türkiye tarafından da resmen tanınacak. Türk devletinin Kukla Devletin kuruluşunu "savaş nedeni" sayan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi ve bu yöndeki politika ve kararları kaldırılacak.


PKK/KADEK ELEMANLARINA GENİŞ KAPSAMLI AF

8. Abdullah Öcalan ve diğer dört lideri dışında bütün PKK/KADEK yönetici ve elemanlarına geniş kapsamlı af çıkarılacak.


PKK/KADEK YASALLAŞACAK

9. Etnik grupların yasal siyasete katılmaları önündeki bütün yasal kısıtlamalar ve engeller kaldırılacak. Af yasasıyla bağlantılı olarak PKK/KADEK´e yasal siyaset düzleminde yer alma olanağı sağlanacak, hapiste veya dağda bulunan yöneticilerin siyasal mücadeleye katılmaları için gerekli hukukî ve siyasal önlemler alınacak ve uygulanacak.


BELEDİYELERE ÖZERKLİK

10. Kamu Reformu Yasası ve yeni Yerel Yönetim Yasaları hızla çıkartılarak, Türkiye´deki Kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı şehir ve kasabaların belediyelerinin özerkleşmesi süreci kararlı olarak yürütülecek.


DÖRT YILDA AŞAMALI OLARAK FEDERASYONA GEÇİŞ

11. Türkiye, dört yıl içinde uygulanacak bir planla, üniter devlet yapısını terk ederek, federasyona geçecek.


KIBRIS´TA DENKTAŞ DEVREDIŞI BIRAKILACAK VE ANNAN PLANI UYGULANACAK

12. KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, "Arafat modeli" denen uygulamayla devre dışı bırakılarak, Kıbrıs´ta Annan Planı bazı küçük değişikliklerle hayata geçirilecek.


EGE´DE YUNANİSTAN´IN TALEPLERİNE ESNEK TUTUM

13. Ege kıta sahanlığı konusunda Türkiye, Yunan doktrinine daha esnek davranacak, Türk jetlerinin uçuş alanı daraltılacak, sık sık ortaya çıkan "it dalaşı" sorunu Yunanistan rahatsız edilmeden çözülecek.


ERMENİSTAN´A YÖNELİK KISITLAMALAR KALDIRILACAK

14. Türkiye´nin Ermenistan ile ilişkileri normalleştirilecek ve iyileştirilecek, sınır ticaretinde Ermeniler lehine düzenlemeler yapılacak, Ermenilerin Türkiye´ye gezilerindeki bazı kısıtlamalar kaldırılacak.

29 Nisan 2007 Pazar

Çağlayan'da kaç kişi var ?



Kulağını halka tıkayan hükümet Tandoğan'dan sonra Çağlayan ı da görmezden gelebilecek mi?

Şimdiden böyle bir tutumları söz konusu.

Her şeyi görmezden gelebilirler. Peki ama SOE 'ciler AKP nin sitesini hizmet dışı bırakırsa bunu da görmezden gelebilirler mi?

Tandoğan ve Çağlayan'dan sonra ikinci miting internette olmak zorundadır.
Dünya'da en fazla yankıyı meydana getirecek olan sanal eylem Türkiye'de olmak zorundadır.

Hiçbir çıkar gözetmeyen mail grubumuza katılın.

SOE

SOE nedir?

  1. Sanal Oturma Eylemleri, herkesin aynı anda hedef siteyi açıp "Yenile"(Refresh) düğmesi ile ziyaret etmeleriyle yapılır.
  2. Bu durumda eylemci sayısına göre site çok yavaşlayacak ya da hizmet veremez hale gelecektir.
  3. Bu tür eylemler yasal olarak engellenemezdir.Yapılan tek şey bir sitenin ziyaret edilmesidir.
  4. "Bir dakika karanlık" eylemine benzer bir uygulama söz konusudur.Bilgisayarı ve interneti olan herkes kolaylıkla katılıp sesini duyurabilmektedir.
  5. Tandoğan'da Çağlayan'da Çankaya'da eylemler yapılmış ya da yapılacak olabilir ama ben bu ülkedeki en büyük eylemin internette yapılacağına hayl etmekteyim. Siz de benim kadar hayaperest seniz mail grubumuz katılıp çoğunluğu oluşturmada yerinizi alın.

SOE

www.kanalturk.com.tr (Kaç kişiyiz biz ?)

Kanalturk'ün sayfasında Kerimcan KAMAL tarafından yazılmış gerçekçi bir yazı. daha detaylı okumak için www.kanalturk.com.tr den ilgili linke tıklayabilirsiniz.

  1. Milli eğitim bakanlığında gizlenen kadrolaşma iddiaları hükümetin güç kaybetmesi üzerine bir bir ortaya çıkmıyor mu?
  2. Bu kadrolaşmanın sonucu olarak cumhuriyet Türkiye'sinde hiç görmeyeceğimizi sandığımız türlü rezillik manşetlere taşınmaya başlamadı mı?
  3. Cumhuriyet tarihinde ilk kez Danıştay basılıp ,laisizmi savunanan hakimler vuruldu ,türban yüzünden şehit edilmedi mi?
  4. Şehit edilen hakimin cenazesi sırasında sayın başbakan kavşak açmadı mı ?
  5. Şehit edilen hakimin naaşı yeni toprağa verilmişken aynı gece sayın Başbakan gençlik şöleni düzenlemedi mi ?
  6. Bazı belediyelerin dağıttığı resmi kitapçıklarda, Çanakkale savaşını bulutlardan gelen ermişlerin kazandığı iddiası yer almadı mı?
  7. Sayın Başbakan PKK belası yıllar önce sona erdirilmiş,Abdullah Öcalan yıllar önce hapse atılmış,Kürt kökenli vatandaşlara kendi dilinde yayın gibi sosyal haklar verilmişken ,"Türkiye'de Kürt sorunu vardır "demedi mi?
  8. Güneydoğuda sona erdirilmiş terör yeniden başlamadı mı?
  9. Diyarbakır başta bütün güneydoğuda devlet görevlileri ,polis,jandarma aileleri sokağa çıkamaz hale gelmedi mi?
  10. Neredeyse hemen her gün bir şehit haberi gelmiyor mu?Bir ananın daha yüreği yanmıyor mu?
  11. Laik kimliği ile tanınan Van üniversitesi rektörü hapse atılmadı mı?
  12. Üniversite genel sekreteri suçsuzken hapsedilmiş olmanın psikolojik baskıyla kendini asmadı mı?
  13. Rektör suçsuzluğu ispat edilip serbest kalmadı mı?O zaman intihar eden genel sekreter pisi pisine ölmüş olmuyor mu ?
  14. Bütün bu baskı ve germe politikalarıyla, bu ağır propagandayla Laisizm= Atatürkçülük=Dinsizlik 'tir denmeye çalışılmıyor mu?
  15. Bitmedi.23 nisanda çocuk diye 21 yaşında ki adamları -yaşıtları terörle mücadelede şehit bayraklarına sarılırken- meclis kürsüsüne çıkarmadılar mı?
  16. Bu adamların ortak özelliği İmam Hatip'li olmaları değil miydi?
  17. İktidar partisine bağlı belediyelerle ilgili yolsuzluk haberleri Ali Dilbo manşetleri ile ayyuka çıkmadı mı?
  18. İktidar partisinin milletvekili "yolsuzluk ayyuka çıktı" dediği için partisinden ihraç edilmedi mi?
  19. Başbakanın danışmanı olarak Amerika'ya giden kişi,Türkiye Cumhuriyeti Başbakanını kastederek " bu kişiyi delikten süpürmeyin" demedi mi ?
  20. 3 kasım seçimlerine kadar neredeyse hergün düzenlenen türban eylemleri, bu hükümet görev başına geldikten sonra bıçak gibi kesilmedi mi ?
  21. Başbakan sıkıntıya düştüğü son zamanlarda yine türban kartını açmadı mı?Berlin büyükelçisi herkesin gözü önünde Başbakan tarafından türban yüzünden azarlanmadı mı?
  22. Bu iki örnek bile bize türbanın bir inanç özgürlüğü arayışı değil bir siyasi baskı aracı olarak kullanıldığı hakkında yeterli fikir vermiyor mu?